Eğitim sistemi içerisinde göz önünde bulundurulması gereken önemli unsurlardan biri insanların sahip oldukları bireysel farklılıkların dikkate alınmasıdır. Bu bağlamda özel gereksinimli bireylerin sahip oldukları özel gereksinimlere uygun eğitim almaları en doğal haklarıdır. Özel gereksinimli bireylere yönelik eğitim hizmetlerinde eğitsel düzenlemeler yapmak önemli bir husustur. Özel gereksinimli bireylere yönelik eğitim uygulamalarından biri de genel eğitim sınıflarında benzer özellikler taşıyan akranları ile birlikte eğitim almalarıdır. Özel gereksinimli bireyler ile normal gelişim gösteren akranlarının aynı sınıf içerisinde eğitim almaları kaynaştırma eğitimi olarak tanımlanmaktadır (Eripek, 2012, s. 6; Sucuoğlu ve Kargın, 2006, s. 29). Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi kaynaştırma eğitiminin temelinde özel gereksinimli öğrencilerin normal gelişim gösteren öğrenciler ile aynı sınıfta eğitim almaları yatmaktadır (Gökdere, 2012, s. 2800). Bir bireye özel eğitim hizmeti alırken en az kısıtlayıcı ortamın sağlanması özel eğitimin temel ilkeleri arasında yer almaktadır. Bu ilke özel gereksinimli öğrencinin eğitim gereksinimi karşılanırken olabildiğince akranları ile bir arada olmasını ifade etmektedir (Sucuoğlu ve Kargın, 2006, s. 37). Kaynaştırma eğitimi özel eğitim alanındaki en önemli düzenlemelerden biri olarak değerlendirilmekte olup (Ünsal ve Şahan, 2015, 409), son zamanlarda önemi giderek artan bir uygulama olarak görülmektedir (Gün-Şahin ve Gürbüz, 2016, s. 143).
Kaynaştırma eğitiminde özel gereksinimli bireyler ve normal gelişim gösteren öğrenciler için bazı özel amaçlar bulunmaktadır. Kaynaştırma eğitiminde özel gereksinimli bireyler için hedeflenen amaçların başında çocukların okul yaşamına uyum sağlamaları, okul düzenini tanımaları, okulda sergilenmesi gereken uygun davranış becerilerini kazanmaları ve normal gelişim gösteren akranları ile nasıl iletişim kuracaklarını öğrenmeleri gibi amaçlar gelmektedir. Kaynaştırma eğitiminin normal gelişim gösteren çocuklara yönelik amaçların başında ise normal gelişim gösteren çocukların özel gereksinimli bireylere iyi birer rol model olmaları, özel gereksinimli bireylerden istenen davranışları pekiştirmeleri, yapılan etkinliklerde eşitlik davranışını benimsemeleri gibi amaçlar gelmektedir (Batu, Çolak & Odluyurt, 2013, s. 27). Normal gelişim gösteren çocuklar özel gereksinimli akranları için iyi bir rol model olmanın yanı sıra öğretmenleri için de en önemli yardımcı konumundadır (Batu, 2015, s. 33). Bunun yanında başarılı bir kaynaştırma eğitimi alan özel gereksinimli bireyler sosyal gelişim alanında olumlu kazanımlar elde etmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak günlük yaşamlarında sosyal kabul düzeyleri daha yüksek olmaktadır (Değirmenci ve Odluyurt, 2015, s. 52). Bu nedenle özellikle okul öncesi dönemde bulunan özel gereksinimli bireylere yönelik olarak uygulanan kaynaştırma eğitimlerinde öğrencilerin sosyal bütünleşmelerini sağlayacak bir eğitim ortamı oluşturulması gerektiği belirtilmektedir (Sucuoğlu ve Akalın, 2010, s. 23).
Dünyada özel gereksinimli bireyler için sistematik eğitim çalışmaları 1700’lü yılların sonlarında başlamış ve farklı aşamalardan geçerek günümüze kadar gelmiştir (Eripek, 2012, s. 5). Özel gereksinimi olan bireylerin eğitim gereksinimlerinin ne tür öğretim ortamlarında karşılanması gerektiği konusu her dönem farklı yönlerden değerlendirilmiştir. Dünyadaki tarihsel süreç ele alındığında özel gereksinimi olan bireylerin önce ayrı okullarda eğitim aldıkları ilerleyen dönemlerde kaynaştırma eğitiminin benimsendiği görülmektedir (Kargın, 2004, s. 1-2). 1950’li yıllarda İskandinav ülkelerinde ortaya çıkan normalleştirme kavramı ile özel gereksinimli bireylerin toplumla bütünleşmesi konusu tartışılmıştır (Eripek, 2012, s. 20).
1970’li yıllarda özellikle A.B.D’de çeşitli dernekler ve aileler tarafından açılan davalarla özel eğitimin nitelikleri iyileştirilmiştir (Eripek, 2012, s. 20). Özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren özel eğitim uygulamalarına yönelik yaklaşımlarda önemli değişiklikler olmuştur. Bunların başında ayrıştırılmış eğitim ortamları yerine birlikte eğitim anlayışı yaygınlaşarak pek çok ülkede benimsenmiştir (Sucuoğlu, 2006, s.1-2).
1994 yılında A.B.D özel eğitimin yasal dayanakları konusunda önemli bir adım atarak gelişimsel yetersizliği olan bireylere yönelik kanunu tekrar düzenlemiş ve en az kısıtlayıcı ortam vurgusunda bulunmuştur (Eripek, 2012, s. 23). Zihin yetersizliği olan bireylerin eğitimlerini düzenleyen yasanın sürekli revize edilmesiyle 2004 yılında “Zihin Yetersizliği Olan Bireylerin Eğitimi Yasası (Intellectual Disability Education Law/ IDEA) yayınlanmıştır. IDEA’nın yayınlanmasının ardından yine 2004 yılında “Yetersizliği Olan Bireylerin Eğitimlerini Geliştirme Yasası” çıkarılmıştır. (https://www.govinfo.gov/content/pkg/USCODE-2011-title20/pdf/USCODE-2011-title20-chap33.pdf, 4 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir). Bu yasada önceki yasal düzenlemelerde yer alan ilkeler benimsenmekle birlikte daha yoğun eğitim ve aileleri dahil etme vurgusu yapılmıştır (Eripek, 2012, s. 23). ABD’de genel eğitim yasası olarak çıkarılan “Yasaların Dışında Hiçbir Çocuk Yoktur (No Child Left Behind / NCLB)” içinde 1120. bölümde özel gereksinimi olan bireylerin eğitimlerini tanımlamıştır. Bu yasa bağlamında bireylerin özelliklerine göre özel okullar, özel sınıflar ve genel eğitim sınıflarında eğitime devam edecekleri belirtilmektedir. (McCarthey, S, 2008). ABD genel eğitim yasası, güncel gelişmeler ve gereksinimler çerçevesinde yeniden ele alınarak 8 yıllık bir çalışma sonucunda 2015 yılında değiştirilmiştir (ESSA, Progress Report, 2015). “Her Çocuk Başarabilir (Every Student Succed Act)” yasası olarak yürürlüğe giren yasada özel eğitimin niteliği tekrar tanımlanmıştır. Ayrıca özel eğitim sunacak öğretmenlerin yeterlilikleri, kaynaştırma ortamları ve kaynaştırma uygulamaları için sağlanacak destek sistemleri bu yasada yer almaktadır (ESSA, 2015).
Ülkemizde özel eğitim hizmetlerinin yürütülmesi MEB bünyesinde gerçekleştirilmektedir. Özel eğitim hizmetlerinin sağlanmasında 1997 yılında çıkarılan 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) temel alınmaktadır. Bu yasada yer alan hükümlerin uygulanması için MEB, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği yayımlamaktadır. 2000 ve 2006, yıllarında ilgili konularda Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği çıkarılmıştır. 2009 ve 2012 yıllarında ise son olarak çıkarılan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde gerekli görülen değişiklikler yapılmıştır. Özel gereksinimli bireylerin genel eğitim sınıfları içerisinde yaşıtlarıyla birlikte eğitim almalarının yanı sıra sosyal gelişimlerini de hedefleyen bir eğitim modeli olan kaynaştırma (Lewis ve Doorlag, 1999, Salend, 1998’den aktaran Kargın, Acarlar ve Sucuoğlu, 2003, s. 56) ülkemizde 1980’li yılların başından beri uygulanmaktadır (Kargın, Acarlar ve Sucuoğlu, 2003, s. 56; Sucuoğlu, 2006, s. 2; Tutal ve Çolak, 2013, s. 33; MEB, 1983, s.743; Eripek, 2012). Bununla birlikte kaynaştırma eğitiminin yasal dayanakları 573 sayılı KHK ile oluşmuştur (Sucuoğlu, 2006, s. 2). Kaynaştırma uygulamaları, 573 sayılı KHK’nın 12. maddesinde ele alınmaktadır. 2000 yılında çıkarılan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 4. maddenin d bendinde kaynaştırma uygulamaları tanımlanmıştır (MEB, 2006, s.1). Yine bu yönetmelikte kaynaştırma uygulamalarının nasıl gerçekleştirileceği, kaynaştırmada yer alan paydaşların görev ve sorumlulukları, değerlendirmenin nasıl yapılacağı, gerekli düzenlemelerin neler olacağı ve nasıl sağlanacağı belirtilmiştir (MEB, 2006, s. 1).
Arş. Gör. Mehmet Seçkin GEZER
Kaynakça
Act, E. S. S. (2015). Every student succeeds act (ESSA). Pub. L, 114-95.
Batu, S. (2013). Kaynaştırma ortamlarında davranış yönetimi. S. Batu (Ed.), Özel gereksinimli çocukların kaynaştırılması içinde (s. 195-224). 2. Baskı. Ankara: Vize.
Batu, S. (2015). Kaynaştırma nedir? Kimler rol alır? Nasıl uygulanır? S. Odluyurt (Ed.) Kaynaştırma eğitiminde uygulamalı davranış analizi içinde (s. 21-48). Ankara: Eğiten kitap
Çolak, A. (2013) Kaynaştırma ortamlarında bireyselleştirilmiş eğitim programları. S. Batu, (Ed.), Özel gereksinimli çocukların kaynaştırılması içinde (s. 53-82). 2. Baskı. Ankara: Vize
Değirmenci, H.D., Odluyurt, S. (2015). Etkili Kaynaştırma Uygulamalarının Gerekçeleri. Odluyurt, S. (Ed.), Kaynaştırma Eğitiminde Uygulamalı Davranış Analizi içinde (s. 51-52). Ankara: Eğiten Kitap.
Eripek, S. (2012). Zihin yetersizliği olan bireyler ve eğitimleri. Ankara: Eğiten Kitap.
Gün-Şahin, Z., Gürbüz, R. (2016). Kaynaştırma öğrencilerini eğiten ortaokul öğretmenlerinin yeterlikleri üzerine. Adıyaman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 6(1), 138-160.
Intellectual Disability Education Law/ IDEA https://www.govinfo.gov/content/pkg/USCODE-2011-title20/pdf/USCODE-2011-title20-chap33.pdf, 4 Ağustos 2023 tarihinde erişilmiştir
Ünsal, F.Ö. ve Şahan, B. (2015). Okul öncesi dönem çocuklarının “engelli” kavramına ilişkin görüşleri. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 1(2), 409-416.
Kargın, T. (2004). Kaynaştırma, tanımı, gelişimi ve ilkeleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 5(2), 1-13
Kargın, T., Acarlar, F. ve Sucuoğlu, B. (2003). Öğretmen, yönetici ve anne-babaların kaynaştırma uygulamalarına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 4(2), 55-76.
Lewis, R. B., & Doorlag, D. H. (1999). Teaching Special Needs Students in the Mainstream.
McCarthey, S.J. 2008. The impact of No Child Left Behind on teachers’ writing instruction. Written Communication, 25: 462–505.
MEB (1983). Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu, 15.10.1983 tarihli, 18192 sayılı Resmi Gazete
MEB (2006). Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 31.05.2006 tarihli, 26184 sayılı Resmi Gazete
Sucuoğlu, B. (2006). Etkili kaynaştırma uygulamaları. Ankara, Ekinoks.
Sucuoğlu, B. ve Akalın, S. (2010). Kaynaştırma sınıflarına alternatif bir bakış, çevresel davranışsal değerlendirme ile öğretimsel özelliklerin incelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 11(1), 19-37.
Sucuoğlu, B. ve Kargın, T (2006). İlköğretimde kaynaştırma uygulamaları. Ankara: Morpa.