Birleşmiş Milletler 21 Mart tarihini Dünya Down Sendromu Günü olarak kabul etmiştir. Bu gün aracılığıyla Down Sendromu bireyler ve onların gereksinimlerine ilişkin farkındalık kazandırmak ve onların topluma tam katılımını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak ya da onları desteklemek mümkün olmaktadır. Bu yazıda Down Sendromunu kısaca tanıtmak ve ardından oldukça önemli bir konu olan istihdamla ilişkisine yönelik bilgiler vermek amaçlanmaktadır.
İnsan vücudundaki her bir hücrenin çekirdeği yarısı bir ebeveynden, yarısı diğer ebeveynden alınmış olan 23 çift kromozom içermektedir. Bir kişide 21. kromozomun tam veya kısmi fazladan bir kopyası bulunduğunda Down Sendromu ortaya çıkmaktadır. Bu genetik farklılık Down sendromuyla ilişkili olan düşük kas tonusu, kısa boy, gözlerin yukarıya doğru eğimi ve avuç içi ortasında tek bir derin çizgi gibi fiziksel özelliklere yol açmaktadır. Henüz bu kromozomal farklılığın nedeni bilinmese de, ilişkili olduğu görülen tek etkenin annenin ilerlemiş yaşı olduğu söylenebilir. Örneğin; 35 yaşındaki bir kadının Down sendromlu bir çocuğa hamile kalma olasılığı yaklaşık 350'de birken bu olasılık 40 yaşına gelindiğinde kademeli olarak 100'de 1'e yükselmekte ve 45 yaşında görülme sıklığı yaklaşık 30'da 1 olmaktadır.
Bir bebekte Down Sendromu olup olmadığı anne karnındayken ya da doğumdan hemen sonra belirlenebilmektedir. Anne karnındayken yapılan tarama ya da tanı testleriyle Down Sendromu olasılığı belirlenebilmekte ya da kesin tanı alınabilmektedir. Doğumun hemen ardından ise Down Sendromuna ait tipik fiziksel özelliklerden şüphelenilmesinin ardından tanı testleriyle kesin tanı almak mümkün olmaktadır. Down Sendromlu bireylerin çoğunda hafif-orta dereceli bilişsel gecikmeler bulunmakla birlikte kalp hastalıkları, görme ve işitme rahatsızlıkları, sindirim sistemi hastalıkları, tiroid bezi hastalıkları, obezite ve sık enfeksiyon geçirme gibi hastalıkların görülme olasılığı daha yüksektir. Buna karşın sağlık alanındaki gelişmelerle birlikte günümüzde Down Sendromlu bireyler oldukça uzun yaşam sürelerine sahiptir.
Günümüzde diğer tüm özel gereksinimli olan bireylerde olduğu gibi Down Sendromlu bireylerin okullar, sağlık sistemleri, iş ortamları, sosyal ve eğlence faaliyetleri gibi toplumsal alanlara giderek daha fazla entegre oldukları görülmektedir. Bu bağlamda, özellikle son yıllarda ülkemizde pek çok değerli proje ile Down Sendromlu bireylerin istihdamının artırılması amaçlanmaktadır. İzleyen kısımda bu projelerden bazılarından söz edilmektedir.
Türkiye Down Sendromu Derneği “İstihdam +1” programı ile Down Sendromlu 18 yaşından büyük bireylerin iş koçlarıyla birlikte istihdamını sağlamaktadır. Toplamda 17 ilde destek sunan 44 firmada muhasebe, insan kaynakları, banka, restoran ya da otel kat hizmetleri gibi alanlarda çok sayıda Down Sendromlu birey iş hayatına atılmaktadır. Türkiye Down Sendromu Derneği tarafından yürütülen bir diğer proje olan “Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum: İş Koçu Destekli İstihdam Programı” kapsamında Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü iş birliği ile İş Koçu Eğitim Programı oluşturulmuştur. Bu bağlamda, Down sendromlu kişiler, aileleri ve çalışma arkadaşlarına yönelik eğitimler düzenlenmektedir. Proje kapsamında sunulan destekler Down Sendromlu bireyler ve iş yeri eşleştirmelerini yapma, Down Sendromlu bireylere iş hayatıyla ilgili eğitim verme, çalışan Down Sendromlu bireylerin ailelerine eğitim verme, çalışma arkadaşlarına eğitim verme, Down Sendromlu bireylere iş yerinde iki hafta süreyle danışmanlık yapma ve süreci düzenli olarak takip etme olarak açıklanmaktadır. Benzer biçimde, Türkiye Down Sendromu Derneği’nin yürüttüğü “Herkesin Yeri Var” projesiyle Down Sendromlu bireylerin istihdamının sağlanması ve verilen eğitimlerle şirketlerin farkındalıklarının artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca günümüzde ülkemizin çok farklı bölgelerinde birçok belediye tarafından Down Sendromlu bireylerin servis verdiği kafe ve restoranlar hizmet vermekte ve bu mekanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu işyerleri Down Sendromlu bireylerin iş hayatına atılmaları, sosyalleşmeleri ve dolayısıyla bağımsızlaşmaları üzerinde büyük bir etkiye sahip olmaktadır.
Günümüzde özel gereksinimli bireylerle ilişkili en önemli konulardan biri onların topluma tam entegrasyonudur. Down Sendromlu bireylerin topluma tam katılımının sağlanması için bağımsızlaşması gereklidir. Bağımsızlaşmanın önündeki en büyük engel ise kişinin çalışma hayatına atılamamasıdır. Dolayısıyla bu bireylerin istihdamını artırmaya yönelik projelerin desteklenmesi, sayısının artırılması ve sürdürülebilir olması yönündeki tüm çabalar oldukça değerlidir. Türkiye Down Sendromu Derneği bu yılın farkındalık temasını Down Sendromu ve istihdam olarak duyurmuştur. Bu nedenle bu yazımızın Down Sendromu ve istihdama yönelik farkındalık çalışmalarına bir katkı olacağını umut ediyor ve tüm farklılıklarla bir arada olduğumuzu hatırlatmak istiyoruz.
Yararlanılan Kaynaklar: